AKP’li bir milletvekilinin Oscar Wilde’dan bir söz okumak isteyen bir HDP’liye “O kim ya!” diye sorup ardından da, “Necip Fazıl’dan okuyun” demesi aklıma Çetin Altan’ın yazdığı bu olayı getirdi.

Necip Fazıl İslamcıların ve genel olarak sağcıların sevdiği bir şairdir. Şairliğinin yanı sıra sürekli sarhoş olması ve kumarcılığıyla da bilinir. Bizde genellikle sağın tanınmış kişilerinin hayat hikayesi bilinmediği için, bir zamanlar “Sarhoş bir nesil yetiştirmeyeceğiz” diyen RTE’ye karşı kimse, “Sarhoş arıyorsan önce şairiniz Necip Fazıl’a bak” dememiştir.

Necip Fazıl’ı referans veren AKP’li milletvekili de muhtemelen kendisinin şiirinin yanı sıra sarhoşluğu ve kumarbazlığıyla da bilindiğini bilmiyordur.

Çetin Altan bir pazar günü annesiyle birlikte kahvaltı yaparken bir yandan da günlük gazetelere bakıyorlarmış. Annesi bir gazetedeki başlığı okuyunca bayılmış. Çetin Altan önce annesini kendisine getirdikten sonra gazeteye bakmış. Gazete Adalet Partisi’nin yayın organı olan Son Havadis ve başlıkta da “Çetin Altan’ın annesi fahişedir” diye yazıyormuş.

Okur, İslamcılar dahil genel olarak sağcıların ne kadar az değiştiklerini düşünecektir… Devam edelim…

“Yazan kim diye baktım, bizim Necip… Telefon ettim.

Necip neden yaptın bunu?

Çetin kusura bakma. Sıkışık durumdaydım, 50 Lira verdiler, ben de yazdım.”

Çetin Altan’ın cevabı enteresandır:

“Madem yazarlıktan para kazanıyorsun, ben de bir şey demem!”

1960’lı yıllarda 50 Lira iyi paraydı. Necip Fazıl sık sık başına geldiği gibi parasını kumara yatırmış ve parasız kalmış olmalıydı. 50 Lira almış ve yazmış, sonuçta yazarak para kazanmış!

O yıllarda yazarlıktan para kazanmak neredeyse imkansız gibi bir şeydi.

Çetin Altan da kendisine küfür etse bile bir yazarın yazarak para kazanması üzerine sesini çıkarmamaya karar veriyor…

Necip Fazıl Kısakürek’in bu davranışının İslamcılara ve genel olarak sağcılara çok yakıştığını belirtmek gerek!