Şuanda 32 konuk çevrimiçi
BugünBugün1415
DünDün1377
Bu haftaBu hafta2792
Bu ayBu ay24612
ToplamToplam10234954
seçimlerde alevi tavrı PDF Yazdır e-Posta
İrfan Dayıoğlu tarafından yazıldı   
Pazartesi, 25 Nisan 2011 15:49


Bütün partilerin aday listeleri açıklandı, genel olarak sürpriz yok, ancak en büyük sürpriz Aleviler için oldu. Genel Başkanı  tarihinde ilk kez Alevi kökenli olan CHP’de tam bir Alevi kökenli aday kıyımı yaşandı. Birilerine Alevi partisi değil, tüm Türkiye’nin partisi olduğunu ispatın peşinde olan Kılıçdaroğlu bunu sağlamak adına bir yandan sol tandanslı eski CHP’lilere kapılarını kapatırken, bir yandan sağ kökenli adaylar, bir yandan Ergenekon davası adayları gösterirken, öte yandan vekilliği çantada keklik sanarak adaylık başvurusunda birbiriyle yarışan Alevi kurum temsilcilerinin hepisinin üstünü çizmekte tereddüt etmedi.

Hemen hiç kimse yeni bir CHP imajı yaratmaya çalışan Kılıçdaroğlu’ndan böyle keskin bir tutum beklemiyordu. Başta Ali Balkız ve Fevzi Gümüş olmak üzere bir çok Alevi kurum yöneticisi için, CHP’nin bu beklenmeyen tutumu, içinden çıkılmaz bir karmaşık bir durumu   arzetmektedir aslında. Daha dün kuruculuğunu yaptıkları sözde Alevi partisini terk etmede tereddüt etmeden CHP’ye koşan bu zatlar, acaba durumu şimdi kavrayabilecekler midir ? acaba CHP yönetimi ile hiç önceden görüşmeden aday adayı olacak kadar safmıydılar, yoksa satışa mı geldiler ? bu soruların cevabını ancak kendileri verebilir.  Kendilerine umut bağlamış, kendilerini Alevi kurumlarının başına getirmiş yüzbinlerce Alevinin  liderleri,  Alevilerin onurunu ayaklar altına alan böylesi bir CHP’den hesap  sorma erdemini gösterecekler midir ? 

Bize sorarsanız  hesap sormak için hala geç değil, şimdi oyuna getirilen bu Alevi kurum öncülerimizin tarihsel bir görevi var ; Başında bulundukları Alevi kurumlarını ve bağlı Alevi toplumunu seçimlerde kurulu düzen partilerinin oy deposu olmaktan çıkarmak ve daha geç olmadan, emekten, halkların özgürlüğünden, gerçek demokrasiden yana demokrasi cephesinin bağımsız adayları etrafında kenetlenmeye çağırmak. Bu amaca ulaşmak için canla başla çalışmak.

Meşhur 8 Kasım mitinginden sonra EDP’yi kuruyoruz, Alevi partisi kuruyoruz diyen Balkız « Aleviler özgürleşmek istiyorlarsa CHP’den  kurtulmalıdır, CHP’yi barajın altında bırakmalıdır » diyordu.  Aynı balkız CHP’den adaylığını koyma gerekçesini açıklarken « Alevilerin haklarını daha iyi savunmak, demokrasi ve laiklik mücadelesinin gelişimi için CHP’yi tercih ettiğini « söyledi.  Merak ettiğim  şimdi aday olamayan  sevgili Balkız acaba bu durumu nasıl açıklayacak ?  Bu ilkesizliğinin gerekçesini Alevi camiasına nasıl izah edecek ? 

Bu seçimlerde  başta CHP  olmak üzere tüm düzen partileri seçim vaatlerinde ;  Alevi toplumunun öncelikli hangi talebine, nasıl bir çözüm getirecek, izleyip göreceğiz. CHP,  Diyanetin lağvedilmesini savunacak mı ? CHP, zorunlu din derslerinin kaldırılmasını savunacak mı ? CHP, Aleviliğin kendi başına bağımsız bir inanç olduğunu ve bu sebeple Cemevlerinin Alevilerin tek ibadet merkezi olduğunu ikircimsiz savunacak mı ? Biz Kızılbaş Alevilerin asgari ölçütleri bunlardır. Gerisi laftır. Bu asgari taleplerimize şu ana kadar somut cevap veren bir parti ortaya çıkmış değil.

CHP bugüne kadar Alevileri sadece bir oy deposu olarak ve İslami akımlara karşı kemalist Cumhuriyetin savunucusu ve günü geldiğinde de  şamar oğlanı olarak gördü. Milyonlarca Alevinin oylarına karşı, keklik soylu, aslına ihanet eden sözde birkaç Alevi kökenliyi de meclise taşıyarak göz boyadı. Size acı bir gerçeği rakamlarla vermek isterim. Mecliste 333 milletvekili olan AKP grubunda 3 Alevi kökenli bulunuyor.  Tüm Alevilerin yüzde sekseninin oylarını alan CHP’de  yüzde 15 Alevi mebus var, MHP’de hiç Alevi yok, bütün bunlara karşın düzen partileri tarafından ve keklik soylu hemşehrim İzettin Doğan tarafından Alevi politikası olmayan parti olarak adlandırılan BDP’de Alevi mebus oranı yüzde 30’dur. Bu partiye oy veren Aleviler ise yüzde otuzların çok çok gerisinde olmasına karşın.

Simdi eğri oturup doğru konuşmanın zamanıdır. Toplumun tüm ötekileştirilenleri, işçileri, köylüleri, Alevileri, Kürtleri, Yezidileri, Keldani-Assurileri, Lazları, Çerkezleri  birleşmeden bu kurulu otoriter, faşist sistemden kurtulmanın olanağı bulunmuyor. Artık bu seçimlerde tek seçenek ortadadır. Başını BDP’nin çektiği  özgürlük ve demokrasi bloku gerçek seçenek olarak biz Alevilerin karşısında duruyor. Başka bir tutum inancımızın asimilasyonuna bir adım daha yaklaşmaktır.

Bakınız İzzettin  Doğan atalarını inkar ederek kendi soyunun Maveraün nehrinden geldiğini söylüyor, bu söylemle hem etnik kimliğini, hem de inanç kimliğini, kızılbaş Alevi ve Kürt kimliğini inkar ediyor. Bununla da yetinmiyor Alevilerin alın teri ile açılan cemevlerimizi minaresiz Camilere çevirerek, Kızılbaşlığımızı öz islamız söylemi altında Hanefi mezhebinin bir alt versiyonuna çevirmeye çalışıyor.

Aynı İzzetin,  dünün devrimci katillerinden  Serdar Çelebilerle kol kola Avrupa’da onlarca seminer vererek, bizleri katillerimize benzetmeye çalışıyor. Artık tutum almanın günü gelmiştir. Ne AKP’nin Alevi açılımı adı altında yürüttüğü asimilasyon politikası, ne de CHP’nin keklik soylu Genel Başkanı vasıtasıyla  Alevileri bir kez daha kandırma politikası bizim için kurtuluş değil, birliğimizi bozmamak adına aslına ihanet edenlere seyirci kalmanın zamanı geldi de geçiyor. Kızılbaş Kürt gerillasının cenazelerini cemevlerine alma yürekliliğini gösteremeyen keklik soylularla yollarımızı ayırmakta tereddüt etmemeliyiz. Tersi tutum kendi kişiliğimize, insan kişiliğimize ihanettir. Bugün gerçek Alevi tutumu Kürdistan dağlarında, Türkiye metropollerinde, işkencehanelerde, cezaevlerinde can bedeli özgürlük kavgası yürüten çağdaş Pir Sultanlar olan  evlatlarımızın tutumudur. Gerçek Alevi tutumu Hızır Paşalara  köle olmaktansa,  boynunu ipe uzatmaktan çekinmeyen Pir Sultanca Tutumdur.

Bugün bu tutumun sahipleri Demokrasi ve Özgürlük platformu içinde yer alan Özgür-Demokratik Alevi Hareketi taraftarlarıdır. Diğer Alevi kurumlarına düşen de bu özgürlük cephesi yanında saf tutmaktır. Koşar adım giderek aday olmaya gittiğimiz CHP’nin Alevilere bakışını Alevi adaylara gösterdiği tutum açıkça belli etmektedir. Kürt demokratik hareketi geçtiğimiz seçimlerde Alevi kökenli bağımsız adayları İslami eğilimi ağır basan Kürt illerinde seçtirerek, gerçek anlamda kardeşlik tavrını göstererek rüştünü ispat etti. Bu dönem adaylarında da aynı tutumunu sürdüren Demokrasi ve Özgürlük platformu Alevi toplumuna karşı samimi olduğunu ispatlamaktadır. Bu açıdan Kuzey Kürdistan’ın ve Türkiye’nin temel devrimci-demokratik muhalafetini bir araya getiren Bağımsız adaylar etrafında bütünleşen bir Alevi hareketi de yarınları kazanmada söz sahibi olacaktır.