Eğer sayısı 250’ye ulaşan videolarımı izlemiyorsanız, bundan sonrasını okumanız gerekmez.

Youtube’u açıyorsunuz, TDAS Platform veriyorsunuz, karşınıza videolar geliyor, oradaki abone ol’a basıp abone oluyorsunuz.

Normalda beş günde bir düzenli olarak video yayını yapıyorum ama bazan önemli bir olay nedeniyle ara kısalabiliyor. Abonelik yeni video yayınlandığı zaman size haber veriyor.

Şu anda 777 abone var.

Youtube bir firma ve her firma gibi mümkün olduğu kadar para kazanmak istiyor. İzleyici sayınız belirli bir miktarı geçince size para ödemek zorunda olduğu için rakamları sürekli düşük gösteriyor.

Youtube, Twitter, Facebook ve benim site üzerinden yapılıyor yayın. Bunların tümünden video bağlantısına gidebiliyorsunuz.

Eğer 1000 aboneyi geçersem durum değişecek ve 1000’e de yaklaştım. Her videoda abone sayısı 4-5 artıyor. Bu gidişle yıl sonuna kadar 1000 rakamına ulaşırım ama daha çabuk olsun istiyorum.

777 abone var ve Yuotube ender olarak 200 üzeri rakam gösteriyor.

Bu olamaz!

Esas izlenme alanı Twitter ve buradaki sayı Youtube’a dahil değil… Keza Facebook ve öteki giriş yerleri de…

İki kere “sakıncalı yayın yapıyorlar” gerekçesiyle şikayet edildik. İkisinde de Lazkiyeli Muhabarat’ı görmek mümkündü. Rahatsız oluyor adamcağız ama ben ne yapayım!

İkisinden de sonuç alamadı ama bu vesileyle Youtube merkeziyle konuşma fırsatı ortaya çıktı.

Onlardan aldığımız kısıtlı bilgileri kendi bildiklerimizle birleştirince şöyle bir durum ortaya çıkıyor:

Eğer videonun yayınlanmasından sonraki bir-iki günde Youtube’da izleyici sayısı 100’ü geçerse, bunun anlamı genel izleyici en az iki milyon demektir.

Youtube’dan sadece çıkabildiğimiz en yüksek rakamı öğrenebildik: Altı milyon.

Ülkede bu kadar sosyalist bulunmuyor zaten sosyalistlerin bir bölümü de izlemiyordur.

CHP’lilerden izleyenler az değil. Bunun bilgisini Ankara ve İzmir’den alabiliyorum. Mutlaka başka yerler de vardır.

Bu sayı işi yıllar önce İstanbul’daki otobüs işine benzedi.

İstanbul Belediyesi Hollanda’dan otobüs almıştı ama gittiği yeri gösteren plakalar sökülmemişti.

Halkımız işi hemen çözdü: Eindhoven yazıyorsa Bostancı’ya gidiyordur gibi…

Değişik kanallardan bilgileri birleştirip sayı hesaplamak zorunda kalıyoruz.

Youtube’a para versek, bize rakam bildirmeye hazır.

Çok sayıda paylaşım var, bunların bir bölümünü görmek de mümkün.

Para az, ne yapalım?

En başta yayına –kitap, dergi- çok para harcıyorum.

Okuduklarımın yüzde 60’ı Almanca, yüzde 30’u İngilizce, kalanı Türkçe…

Türkçede yeni çıkan çok sayıda kitap çeviri olduğu için almak gerekmiyor.

Orjinalinden okursunuz ya da bazan okumuş oluyorum.

Neyse işte, keyfiyet bundan ibarettir.

Aboneliği bu açıkladığım nedenlerle istiyorum.

Videoları abone olmadan izleyenler az değil, bir zahmet abone oluversinler…