mihrac ural çetleşiyor (!), kendini pazarlıyor... |
Daha önce söyledik, Mihrac Ural’ı çırılçıplak soyacagız ve başıboş sokaga salacagız.Bunu yapacagız. Bir insanı tanımak için Söylediklerine değil yaptıklarına bakacaksın.Yalnız başına bir odaya kapanıyor ve kendi kendisiyle başbaşa kalıyor. Kişinin, ‘’çırılçıplak oldugu an’dır’’, aynaya bakar ve ‘’kendi kendisiyle’’ konuşur. Sanal alemdeki çetleşme de, kişinin ayna karşısında konuşması gibi birşey olmalı. Mihrac Ural,bunu yapıyor. Dikkatle okuyunuz. Bir insanın günlerce düşünse aklına getırmekte zorlanacagı uydurmaları alt alta nasıl sıraladıgını göreceksiniz. Bütün amacı ,kendini pazarlamak: Her yönteme başvuruyor.kendini acındırıyor,yer yer yüceltiyor, yalnızlıgından dem vuruyor,aşklarını anlatıyor,boyundan büyük palavralar atıyor.
Karşısında kim var? Karşıdaki nedir ne degildir düşünmüyor bile... Konuşmalarından açıkca belli oluyor ,konuştugu kişiyi tanımıyor,sadece sanal’da, msn’de tanıdıgı cok açık bir şekilde belli oluyor. Örgütü anlatıyor ona, Nebil yoldaşı anlatıyor.’’ Katilini yakaladık,allah belanı versin hadi git dedik’’ diyor. Lider’im diyor.’’Lider olmak kolay sanma sakın, kolay degil’’ diyor.
17 dikiş(!) olarak bildigimiz İsparta olayını,45 dikiş(!) olarak anlatıyor. ‘’..İsparta ayaga kalktı, Hatay ayaklandı, yoldaşlarım isyan haiınde ,haber dört bir yana yayılmış bir vazıyette’’ diye anlatıyor. Olacak şey degil. Cok zavallı ve sefil bir durumda oldugu anlaşılıyor .Düşünebiliyo rmusunuz, ‘’Antalya’da ANT-GÖR’ü kurdum’’ diyor. CEPHE’de yazı yazan insanlarla dalga geçiyor, onlara’’ CEP’’diyor. Bütün bunları kime söylüyor? Hiç tanımadıgı kişilere, ‘’Cici kızlara’’anlatıyor. Zamparalıklarını yazıyor, teferruatına varıncaya kadar yazıyor. Bunları sansürleyerek verıyoruz. Nokta nokta olarak sansürlüyoruz.UTANC VERİCİ, YÜZ KIZARICI kepazeliklerini,aynı seviyesizlige düşmemek için yazmıyoruz. , ‘’APO benim kadim dostum, CEMİL BAYIK iyi ahbabım’’diye laf arasına bu isimleri sokuşturarak,karşıdaki kişiye ‘’kur’’ yapıyor. Mihrac Ural’ın,’’cici kızları’’ile çetleşmelerinden yeni bir bölüm yayınlıyoruz. Böyle bir zavallının, sosyalizm,devrim ve demokrasi dıye bir sorunu olabilir mi? Buna siz karar verin. Başından sonuna yalan, Başından sonuna sahte. Siyaset dilinde ne denir? Hiçbir kalıba sığdıramadım, hapishane jargonunda bu tipler için ‘’müptezel’’ denir.Ben bunu buldum. Sizler ne dersiniz bilemem. Okuyun karar verin... İbrahim Yalçın.
‘’.....Ahmet kayayı anlatacaktım karıştı hattlar. bunu gergin olduğum zaman anlatırım. şimdi önceki iki konuyu anlatacağım.............. Telefon çalar bazan geç vakitte. ben gergin bir insanım geç gelen telefonlar beni yerimden hoplatır. zaten tilki uykusudur beniki on yılların kaçağı ne olacak, lider olmakk olaymı cok zorlukları çok varki anlatamam ah yatarmı hiç adana zidnalranıdan firar etmiş bir eski kulağı kesik ya, uyumaz kolay kolay. zil ilk tınlamasını iletince yelkenler fora olur. nerede kaldık, tilki uykusunda. 27 yıldır sürgündeyem ama hep bu dedirginlik benim yakamda...............
Antalyada liseyi okudum sürgün edildim son sınıf ikinci yarıda tasdiknamemi verdiler elime İspartaya gittim ikinci yarıyı orada bitirdim. 23 yaşında başladı dış sürgün, 14 yaşında başladı iç sürgün ülke çapında seçme sınavı özel bursuluyu kazandım binlerce öğrenci arasından 50 kişi seçildi ilk sıradaydım. Antalya serüveni, ant-gör ün kuruluşunu gerçekleştırdım ve felsefenin temel ilkeleri ilk kitabım. neyse bu ayrı başka bir şey için yazıyorudm. zaten sonunda bir cümle karacağım onun alt yapısını hazırlıyorum
isparta okul bitimi diploma elimde eşyalarımı taşıyorum. 20-30 faşist eli zincirli, kılıç, bıcçak, döner bıçağı, parçaladılar beni, bir inşaat çukuruna öldü diye attılar gözlerimi Isparta devlet hastahanesinde açtım 45 dikiş kafada her tarafım taru mar Baş ucumda Yaşar Sarı diye bir yiğit. Eski THKP_C li. ölmedi diye haber yayıldı. hastahane basıldı. kefen içinde gizlenerek kaçırdılar isparta köylerine kendinmde değilim ne oluyor ne bitiyor bilmiyorum, gözlerimi açtım bir otübüste yollardayım. Antakya ayakta o gün bu günder arkamdan bir karınca yürese irkilir bakarım, gece gelen telefonlar beni hep ürkütür dedim ya, 27 YIL SÜRGÜN GERİDE GENİŞ AKRABA ÇEVRESİMDEN ARDI ARDINA BİR KUŞAK ÖLÜYOR geniş akraba yaşlılar tek tek gidiyor, halalar dayılar amcalar hatta büyük yeğenler bile her defasında teziyet için aradım tek tek herkesi . düğünlere hiç gitmem ama düşenin yanında hızIr kesilirim ölümler biriktikçe birikti her defasında teziyetler iletildi. son on yıldır, bu teziyetlerde şu cümle ağzıma takıldı, (zaten bütün bu tanıtımı da bu cümle için yaptım) teziyetlerimi bağlarken şu sözü söyler durur oldum Siz yakınlarınızı tek tek kaybediyor acı çekiyorsunuz, ben hepsini toptan kaybediyorum, siz tek tek alışa alışa ben toptan toptan acı çeke çeke ......... hatıraları o aşk yıllarındaki gibi kalsın diye ahd ettim bir daha oralara dönmem diye. oturdum düşündüm bazen evirime direnmek mutlulukmudur ne bu anılarımı paylaştım seninle. umarım bunları kaydediyorsundur ......... kaydetmemi istiyor musun neden olmasın. gönderdiğime göre Ben örgüt arşivini ayşe hür'ün yorumuna açacağımı bildirmiştim. 23 yaşında sürgüne itilen lider diye.. ........................ ben ülkenin önemli bir şehrinin (Antakya) genetik ürünüyüm. Roma'dan Bizansa, hıristiyanlıktan islama, osmanlıdan fransıza, cumhuriyete kadar son 2300 yıllık tarihin mirasıdır bu sevra da kim benden çalıyor ne yazıyorsa.şehrime giremez memete talimatım var mirim: bunları 7. ordu ve Hatay davcasında dile getirmeye çalıştım mirim: sürgünde ülkeyi üstünde taşımak nedir bilirmisin, işte onu yaptım :
benim tüm aşklarım farklı etnik çevrelerden,
ama hic sahte olmadım.bunu korumak icin okudum yazdım.bir gün siyasette biter derim çevreme, bincerce örgencime bellettim bunu hatta devrimlerin de esamesi kalmaz belki de . ama insanlık o hep vardır var olmaya devam edecektir yine sürükledin beni ,ha alıma yeni geldi ............ bak dualarım tutu. asır süresini hep oku unuttma, wel asır ina el insana fi husuru ina lazına amenu ve ve tuvasu bilhakkı ve tuvasu bi sabri. sabreden amacına ulaşır diyor.
mezhebi arap aleviliğinde nasıl işlevndirmiş bunu yakalayacaksın. Hep sır diye saklanır, aristo'nun alevi inancında kutsal listedeki konumu nedir diyeceksin, şaşkın olacak bilenler, bunu nereden getirdin diyecekler. Receb ateşi yerden yere yiğitçe taşımıştır. istanbulda beline sardığı örgüt flamasını mahkemede açarak siyasi bir olduğunu ilan etmiştir, tüm eski alişkanlaklarından sigara içmek bile arınarak bunu yapmıştır. adli bir suçtan içerde örgütlediğimiz bir Filistinlileri kaçıranın Nebil rahuma olduğunu yine atlamış, İbrahim yalçın ise bizim bir eski yoldaşımızdır.
, bu anıyı bulum iyi oldu, recep yoldaşın ıspartaya nereden geldiğini hatırlamaya çalışyordum, nebili anımsadım ki çok önemli anılarım var bu yiğit insanlan, katledenler, en yakın arkadaşları suçu da, ayrılıktan sonra iki ayrı örgüt olan bizlerle bağını koparmaması yahu nebil benim ikizim yahı ol tesadüf biz içerdeyten HDÖ ile kopma olunca o yerde olduğundan onlarla bir arada olmanın kefaretin hayatıyla ödermi insan. katili yakaladık ama ona zarar vermedik, anlattık anlattık. ama giden gelmiyordu, katili katletsek te gelmiyecekti. lanet savurdak git allah belanı versin dedik Akrep nalan değil Yılan Zeyno olacak. Recep Güregenin hanımı. Karıştırdım bombacı leyla akrep nalan yılan zeyno falan filan.
sana diyarbakırda nasıl devrimci vaftizimi yaptığımı yazmıştım bak bu ilginç ama yabancısı değilim. acilciler bir markadır. Buna inan her siyasal yelpazede bu isim taklit edilerek bir bellirleme yapılıyor. tabi kötü yönden sana anlatmıştmı şimdi haçzır değilim. bak anlatmamışsam tekrar anlatırım. ünüversite imtihanlarına katılmak üzere diyarbakıra bir kürt dostumun ısararı üzerine gittim, ve tam imtihan günü türkeşin diyarbakıra geleceği söylendi ve koptu kıyamet. tarih 75 olmalı olay meşhur olay. sokmadık o iti oralara. orada kürt dostlarımı beni olaylara karşıtırmak istemediler red ettim sınavı takma pahasına eylemlerin en önünde idim mardin kapı çivarında türkesin konuşma sehpasının üstüne gittik. çatışmalarda başımdan hafif bir yara aldım. sınıvlara da katıldım iyiyim, ama şu an ayrıntıları anlatacak rahatlıkta değilim.sinirli olsam çok daha iyi anlatırım.yorgunum yaz sezonu icin bir dizi iş var talimatlar her zaman kendiliğinden iş görmüyor başında olmak gerek işlerin
.......... ben sınıfsal nedenlerle devrimci olmadım. bilgi birikimlerimin doğruları arkasından gittim olay budur.
tamam ama sakın bana ve sözlerime aldanma, çok iyi biri de olmayabilirim. ama sen çok iyi biri olduğuna kalıbımı basarım bende dökmediğin cümle tümce kalmadı boş bir çuvala dönderdin beni, artık tekrarları oynuyor gibiyim,
................ bak ne kadar samimice yazişoyar iletişim kurabiliyoruz
çok iyi olur da . olacak şey mutlaka iyi bir şey olurdu ama uzun sürmezdi. bu alanda kurulan sağlıklı ilişki gerçek yaşamda öyle sürmez biliyorum. bende bu iletilerin sonunda bir dostluk doğacağını umud ediyorum evet anlıklar bu iyi bir kavram biraz argo yanı ağır bassa da bende senin iyi yüreğine .......değere ve öneme
......... sanal alemin sana yansıtacağı kadarıyla bir insan kaygılar evet kaygılar zaman zaman karşımdakini benim kendine güveni olmayan biri olarak görmesine yol açan kaygılar var ol sağol bu sözlerin altında ezilen birini görmeni isterdim bir kadın olarak ağır laflar bunlar her kes kaldıramaz ..............................hadi git yatta yarına birşeyler bırak güzel kız
Bakalım kim kimi daha cok….henüz bunu ölcecek bir deneyden gecmedik önümüzde daha uzun bir süç var sanırım. Evet öyle uslanmaz biriyim. 30 yıl sonra bu ölçekte kararlı bir ısrarcı olmak, yani benzerlerimden biri olarak var olmak olay budur evet lider değil milatan mir ikinci adam olmayı hep istedim, birinci adamı hep aradım, bu beni ve birnici adama çok yükseltirdi, çok etkin yapardı. hala arayışıma devam ediyorum. Böylece özgür olur fazlalıklarımla eksiklerimle daha çok hizmet ederdim tavazu deyi söylemiyorum bunları, benim gibi birinin yaradılışında ikinci adam olmak her kese yarar getirir, birinci adam olmak ise çok bela getirir mirim: arıyorum, bulabilirm de şu 5 yıl içinde son militan olarak bezen bilmek bile beni rahatsız ediyor, zira kimsa gözümü doldurmuyor buda beni uyumsuz yapıyor oysa kabul edilebilir bir bilgi düzlemi kişiyi daha uyumlu yapar, ama 17 zindan yatacaksın feleğin her çarkından geçmiş olacaksın, hep önde adın çıkacak ve herkes adına faturalırı sen ödiyeceksin sürekli okuyacak yazacaksın ondan sonra bir kıytırık gelecek sana yön verebilecek bu olmuyor, tutmuyr algilaşiş dixşlileri bir birine uymuyor. ve sorunda burada patlak vedriyor bak güzelim sanal alemde bir birine ısınan rütbesiz apoletsiz yazışan iki kişiyiz., satır aralarına yerleşmiş o kadar çok şey anlatıyoruz ki bir birimize, belki gerçekler yaşanırken bu kadar derin ve etkin değildi olay yaşandığı an belki acılarıyla iz bırakır ama acının erdem olmadğına inan biri olarak, b.u gün olayın belli bir nedenle anılmasının daha derin olduğu kanaatindeyim gec oldu senin icin istersen git yat.bak sivrilerde ısırmaya başladı.inanmasın PARİS 12.KATTA GÖLKENARI GRİNG …
psikiloglarla sürtüşürüz bu konuya hiç yaklaşmam geçti dönem yazıları olsaydı olurud. şimdi artık olmaz sadece üstü kapalı değinmeler ki kimseye zararı da faydası da olmaz ben kendi deneylerimi anlatıyorum, aşk yaşamak ....... …… şu an en az bir harem kuracak kadar kuşatılmış durumdayım inan. -- erkek kuma? dırru mirim: böylece dır-ru= dararlı( türkçede zararlı) karşıtı ama ru eki olduğu için erkek karşıtı= yani, dararlı erkek karşıt ( zararlı erkek karşıt) böylece arapça 100 000 kelimelir küçük sözlükten daha fazla kelimeli diğer büyük sözlüğe kadar olmayan bir kelime böylece türedi. ata erkil topmlumda bu kelimeler yer yok ama tarihler boyunca fiil vardı isim takmamışlar hepsi o kadar, mastar ( masdar) kök olduğuna göre bir takıyla cinsiyeti değişebelecğine göre kelime yapısal olarak gerçek arapça bir kelime ve dil bilgisi kuralına uygun bir ke dedin gibi Dırru= erkek kuma harika mirim: yahu bende ne geveze bir adamımı bir harfin değişiminde ibaret bir şeyi bir sayfaya sığdırdım bu ne gereksizlik Allah için --- mirim: hatta mısın tanrısını seven, ne cehennem tehdidinden korkan ne de cennet vadinden doğrularından taviz vernmeyen biri olarak bu telepatik olayların tecelli edişine ben de sık sık tanıklık yaparım. zetan her kes der, sen ya çoktan ölmeliydin yada zindanlarda çürümeliydin. İnanıyorum ve seviyorum benim bu kadar sürgün bu kadar zindan bu kadar macera mı dersin kendi doğruları için yiğitçe yürümek mi dersin he ne dersen de ama hep arkamda korunduğum duygusu beni öne çıkartı. bak bu gün sol siyasi çevre yine beni konuşuyor yazılarımı tartışıyor mirim: çok özür dilerim son iki ileti sana değil yeğenim hatice, ona istanbul aleminde cesur olmasını anlatıyorudum arkasında bizleri hisedince dik durabileceğini söylüyordum ben sevdiklerimin ayakları altında toprak olurum. ama sevdiğim baserken sekmiyorda tabanıyla eziyorsa, içime gömerim belki abartıyorum ama çok uyu verilerin etkisiyle hissediyorum. birilerini deneyerek kazanmaya vatktım olmayacak b.elki son dostum olarak seni kazanacağım bilmiyorum ama süreç hızla tırmanma eğilimnde. bu açıdan, anidan müthişş övgülerle andien arkadan müthiş dikkatsiz kavramlarıla birini anmak benim bilinç arşivimde sılınmez izler bırakır, dikkatli olmak zorundayım eğer temsil ettiğim degerlerin bu güne kadar ayakta kalarak sesini ulaştırmaya çalışoyrsan bu şart belki sena karşı kendini biraz daha büyük güsterme ihtiyacı olan tamamlanmamış büyüklük komplekselirinin tatimini için olabilir bilemem ama bildiğim, çok keskin kırlması olmayan bir çizgi izlemek gerek ........................... çok çok önemli kadrolarımla ilgileniyorum ve aynı zamanda dostlarımla da, yazıyorum cevap veriyorum ilgili olduğumu sorumlu olduğum için görevim olduğu için gösteriyorum buna her kesten saygı bekliyorum. tüm doğrularım yanlış olabilir ama emeklerim barizce sarfedilmektedir. ona saygı bekleme hakkına sahibim hem inanılmaz iltifatlarla ilgili hem ara sıra fara kemirmesi gibi köşesinden kıyısından çizik yapmak yakışık olarak kabul edilemez. sözlerim çok açık. Bak sana 1984 te saflarımzad ortaya çıkan bir sorunda ne oldu onu kısa bir iki cümleyşle anlatacağım. CEPHE merkez yayın organıdır. yazanımız çok ve değişkendir. her kesi yazı yşazmaya yükseltmek için yüzlerce insanını merkez yayın organında yazı yazmasına açık hale getirdim yayın politikasını yazdı arkadaşlar, eğir büyürde yezdilar. İşte biz buyuz dedim okurlar eğrilikleriyle doğruluklarıyla bu arkadaşlardan bazısı saflarımızı terk etti, terk ederken kendilerini ne diye tanıttılar, biliyor musun, ki kurdukları cümle hala bu güne kadar aramızda bıyık altı gülüşü için ve benzer olaylarda alay konusu için bir veciz kelam oldu ayrılanlar kendini "CEPHE yazanı" olarak tanıttı, CEPHE yazarı değil iki son harf arada ne fark yapar bilirsin kelimeler uzmanı olarak
zira önemli bir iki şey belirlemeliyim. -- karadenizi de bilirim. ha aklıma geldi, samsunun havza yörelerinde çok dolaştım firari olduğıum yıllardı 1977-1978, bir bir buçuk yıl inanmayacaksın gezmediğim köşesi örgütlemediğim ili birimi kalmadı ülkede. çılgına döndüler. bir yanlış var deyip durdular. bir küçücük teröristin aynı anda bu kadar ilde varlık olarak belirmesi ve eylem yapması olamaz dediler. dönelim, Zeynel Eren diye biri vardı samsunlu. Zeynel bir alevi. köyünde hala unutmadığım bir ekmek türü yedim. iki sac arasına konan hamur bir köz halindeki ateşin içine yatırılır. uzun bir süre demlene demlene pişer. çıkan ekmek değil mubarek kağını tekerliği. bir hafta tüm aileye yetecek kadar büük dilim dilim kesilir içi öyle bir pişmiş ki dışı gibidir unutmam, hanım dedim bu ekmeği yapacaksın yoksa seni boşarım bilesin. denedi gözüm benim, küçük bir bodyutun yaptı kabul ettim osmanlılık var ya zaman zaman öyle davranmak rajondandır yahu rajon dedimde aklıma allah taksiratını affetsin inci baba geldi. ne hoş adamdı zaman zaman millet meclisinede cumhurbaşkanlığı seçiminde ona oy çıkardı bazen öyle laflar ederdiki bir bitirim di hatırlarmısın, koruması katletti gitti. bu alemin bir iki kişisi daha vardı. beni denizli ceza evinde uzun bir süre tutular. Orada Ayfer abi diye bilenen namlı bir ege kabadayısı vardı. birde 14 kişinin canisi laz ismet. bu Ayfer abi ...‘’ |