mezarci mahmut degilem Yazdır
Hasan Balcıoğlu tarafından yazıldı   
Perşembe, 16 Nisan 2009 19:19


Marksizm, çarpıtılmış toplum ve birey ilişkisini,

burjuva ideolojisine karşı savaşımla yerli yerine oturtmuş, birey ve toplum ilişkisinin örgütlenmeye yansıyan boyutlarına da açıklık getirerek, sınıf mücadelesinin öznesi olan örgütü, kolektif bir yapı olarak görmüştür.  

Nebil Rahuma çalışması sadece 29 yıl önce talihsiz bir biçimde öldürülen nebil rahuma’nın kemiklerini bulma çalışmasından ibaret değildir. Bu biçim de öldürülen yüzlerce devrimcinin tarihselliği ile de yüzleşmeyi ilke edinmiş bir çalışmadır. “kişisel olarak bu çalışmada bulunmamın ana sebebi budur “   

Kendi tarihleri ile doğru düzgün yüzleşmeyen hesaplaşmayan Anadolu sosyalist hareketinin ve Kürt hareketinin durumu ortadadır. Sol içi şiddet kültürü solu ve değerlerini çürütmüştür. Kuyucu mustafa'nın ve ittihatçı katillerin geleneği solun içine bir mantık silsilesi olarak yerleşmiş adeta bir kültür halini almıştır. Bir dönemler sol içi şiddet “ hala geçerliliğini korumaktadır” müktesep haktır. Bu şiddet Tasfiyeciliğin fiziki biçimi haline gelmiştir.  

Toplum ve birey ilişkisi, örgüt ve kadro ilişkisi, örgütlenmenin temel çalışma ilkesi olan kolektif anlayışa göre ne yeniden tanımlanabildi, ne de özeleştir el bir yaklaşım gösterilebildi. Ya dogmatizme sarılarak tutuculaşan bir örgütlenme olarak kalmaya devam edildi, ya da yıkıntının altında, düzene entegre olan bir yapı...  İşte tüm devrimci hareketlerde, toplum ve birey ilişkisinden hareketle, örgütlenmeye yaklaşım biçiminde ortaya çıkan çarpıklık, daha çok kendini kolektivizmin kavranması ve uygulanmasında ortaya koymuş durumda. Örgütlenmenin kolektif çalışma tarzı ve işleyişinden uzaklaşması, devrimci hareketlerde bir dizi olumsuz sonuçların doğmasını da beraberinde getirdi.   

Nebil Rahuma ile ilgili yaptığım çalışma ile ilgili olarak birçok tebrik övgü ve güzel sözcükler aldım. Ancak şu unutulmamalıdır ki hiçbir şey tek başına bir şey ifade etmez. Çekirdeğin etrafında dönen nötron yada protonlardan birinin kafası bozulup bu gün dönmeyeceğim keyfim yok dediğin de bu atom bombası oluveriyor. Yani başıboş bir enerji ortaya çıkıyor.  Oysa ki bizim nebil rahuma çalışmamız tamamı ile bir mantık çerçevesi üzerinden yürütülmektedir. Bu konu ile ilgili birçok makale yazarak bu çalışmayı siz dostlar ile paylaştım. Birçok kıskançlıkları, gördüm hazımsızlıklar yaşandı. Bunları şimdi yazmayacağım. Birçok şeyi biriktirdik. 

Bu çalışmada birçok insanla buluştuk. Arkadaş olduk dost olduk. Ancak bir şeyin altını çizmeden geçmek tarihe doğru düzgün not geçmek istemiyorum. Başından beri nebil nebil diye sızlananların bu çalışmada zerre kadar faydalarını göremedim. Nebilin bu kadar az arkadaşı olduğunu öğrenmiş olduk. Bu arama çalışmasında nebile karşı kin duygusunun bitmediğini de zaman zaman gözlemledim.  

Aileden biri bunu ifade ettiğinde çok üzülmüştüm. Bu çalışmanın yükünü birkaç arkadaşın omuzlarına bırakılmıştır. Açık ve net söylüyorum hertürlü ve sorumluluk, ağırlık benim sırtıma bırakılmıştır. Her türlü hakaret, de haksızlık da bana yapılmaktadır.  

Nebil ile ilgili yazılacak kitapta ne yazacağım?  sorusuna doğrusunu isterseniz bu konuda ne yapabileceğimi henüz somutlaştırmadım. 

Bütün bu sonuçları alt alta getirdiğimiz de elimizdeki sonuç gayet nettir. Bir mezarlık var ve benim ayaklarım o mezarlığın nebilin mezarının üzerinde belki dolaşırken mezarına basıp geçiyorum kim bilir. Ancak bunu da öğreneceğiz.  

Bu çalışma ile ilgili bazı insanların hakkını vermek lazım. Öncelikle Engin ağabey ve beni bu çalışmada yüreklendiren, arkamda duran destek olan ve arayıp soran bütün insanlara teşekkür ederim. Bir devrimciye söylenebilecek en güzel sözcükler ile karşılanmam, sizlerin güveniniz beni onurlandırmıştır. Bu çalışmada asıl katalizör ve beni motive eden Ankara’dan Erkan Ulaşan yoldaştır. Aynı övgülere layık bir ağabeydir.  

Biz devrimciler biri birimize yoldaş diye hitap ederiz. Uzun zamandır biri birimize ettiklerimiz yüzünden bu yoldaşlığın anlamını değerini aşındırdık. Bu yüzden yoldaş kadar kıymetli ağabey sözünü siz dostlarıma kullanmak isterim. Engin Erkiner ağabey özellikle internet sayfasına duyurularımıza açması ve yüzlerce insanın bu duyuruları bu sayfadan izleme olanağını sunması için kendisine teşekkür ederim. Web sayfası Yazılarımızın harfine dokunmadan insanlara ulaşmasına araç olmuştur.  

Engin Erkiner'in devrimciliğimin oluşmasında emeği varken; meseleyi anlamadan taraf olup Ona birçok ithamın tarafında oldum. Bu davranışımdan ötürü kendisinden Eleştiri hakkımın saklı kalması kaydı ile özür dilerim.  

Bir grev alanının ziyaret ettiğimiz de fabrika karşısına gelip bizi karşılayan işçiler bir konuşma yapmamı istemişlerdi. Üç kelime ile Öğreniyoruz hala öğretiyorsunuz demiştim. Evet hala öğreniyoruz.  

Bir devrimcinin önemli silahı azimdir kararlılıktır. Bu kararlılığınız varsa Beceri bununla örülen bir şeydir. Eleştri özeleştri ve yahutta özür dilemesini, hesabını kitabını doğru düzgün veremeyen adamdan devrimci olmaz. Bu kaba saba solculuk anlayışıdan özür eleştri beklemekte nafiledir.  

Bir araştımacı yazar toplumdaki bu acının dinmemesini o toplumun kendi tarihinin yasını tutmadığına bağlamakta idi. Malesef bu coğrafya komünistleri bu yası tutmadık ve bu kin bu yüzden devam ediyor.  

Bu çalışmada beni birçok insan mezarcı Mahmut yerine koymuştur. Ben mezarcı Mahmut değilem.  

Hasan Balcioglu 

Son Güncelleme: Perşembe, 16 Nisan 2009 19:23