Kimin yüzyılı? Yazdır


21. yüzyılın daha ilk çeyreği bitmedi ama “kimin yüzyılı” olacağı konusunda şimdiden –doğal olarak- sürekli değişen saptamalar yapılıyor.

On yıl kadar önce 21. yüzyılın “Kürt yüzyılı” olacağı söylenirdi.

Neye dayanarak?

Rovava yeni kurulmuştu ve bu örneğin Ortadoğu halklarınca örnek alınacağı, yayılacağı düşünülüyordu.

Birkaç yıl sonra vazgeçildi.

Yerini “kadın yüzyılı” aldı.

Bu belirlemenin de kısa süre sonra değişeceğini düşünebiliriz.

“Kadın yüzyılı” ile kastedilen kadınların özgürlüklerinin arttığı, kadınların değişik alanlarda ön planda rol oynadıkları yüzyıl olacağıdır.

Gerçekten de öyle gibi görünüyor ama başka bir yön ağır basıyor: faşizmin kadın yüzü.

İtalya’da iktidara gelen, iktidara gelmesi dar bölge seçim sistemiyle engellenebilen Fransa’da faşist partilerin liderliğini kadınlar yapıyor.

İsveç tarihinin en sağ hükümeti kuruldu ve kabine üyelerini bilmiyorum ama kadın sayısı az olmasa gerektir.

Almancada “Nazilerin Kadınları” başlıklı bir kitap vardır ve Nazilerin önde gelen erkeklerinin performansında bu kadınların rolünü de anlatır.

Türkçede “Çöküş”, Almancada “Der Untergang” adıyla oynayan film, Hitler ve yakın çevresinin son günlerini anlatır. Filmin çarpıcı figürü bir kadındır: Magda Göbbels. Eşiyle birlikte intihar etmeden önce küçük çocuklarını –dört veya altı tane olacak, tam hatırlamıyorum- zehirleyerek öldürür.

Bir Nazi generali karşı çıkar:”Savaşı kaybettik. Bizim için hayat bitti ama çocukları neden öldürüyorsun? Onlar için gelecek var.”

“Nasyonal sosyalizmin olmadığı bir dünyada gelecek yoktur” cevabını verir Magda.

Nazi olabilir ama inançlı ve militan bir kadındır.

Bizde de Meral Akşener var.

Bence ülkenin en iyi politikacısıdır.

İyi politikacılık herkese laf yetiştirmekle değil, öncelikle örgütlenmesini bilmek ve politikadaki boşlukları görüp bunları doldurabilmekle olur.

Yaklaşık yüz yıl önce Karl Korsch, “Marksizmin karşı devrim teorisi yoktur” belirlemesini yapmıştı. Çıkış noktası iktidara yürüyen Nazi hareketinin hiç ama hiç anlaşılmamış olmasıydı. Nazilerin iyi bir kadrosu vardı ve gençlik hareketi özellikleri ağır basıyordu. Alman entelektüelleri arasında da etkili yandaşları vardı. Mesela 20. yüzyılın önde gelen felsefecilerinden sayılan Martin Heidegger gibi…

Tansu Çiller gibi kalitesiz bir tip dikkate alınmayacak olursa, Akşener ülkede sağın kadınlarının belirleyici ismi olacaktır.

Son olarak “Türk yüzyılı” belirlemesi geliyor.

Neye dayanılarak söylenildiği belli değildir, seçim yaklaştı, bu nedenle olsa gerektir.

Bu yüzyıl için mutlaka isim bulmak gerekiyorsa, bugüne kadarki gelişmelerden hareketle “Çin yüzyılı” olacağı söylenebilir.

Çin’in son yirmi yılda gösterdiği büyük gelişme kanıttır.

 

Eklemek gerekir; bunlar çok erken belirlemelerdir.