İnsan yaptığı işi bilmeyince... Yazdır


Süleyman Kırteke’nin “Devrim Uzun Sürer” kitabının belirli bölümlerini okudum. THKO ile herhangi bir yakınlığım olmadığı, baştan beri THKP-C’li olduğum için anlatılanlar hakkında bir şey söylemeyeceğim.

Kapakta “Hazırlayan: Oktay Duman” ibaresini görünce kitabın doğruları ve yanlışlarıyla anlatıdan ibaret olacağını düşünmüştüm. Oktay Duman yaptığı işi bilmeyen bir arkadaştır. Konuyla ilgili daha önce yine yayına hazırladığı Filistin ile ilgili bir kitap konusunda da yazmıştım. İnsanların söylediklerini kağıda geçirmeyi sözlü tarih sanıyor. İlgisi yoktur. Sözlü tarih yönteminin büyük bir teorisi vardır ve bu yöntem kişinin önüne teybi koyup “anlat bakalım” demek değildir. Konuyu önceden bilmeniz ve söyleşilerinizi de bu temelde yapmanız gerekir. Anlatılanların tamamının doğru olduğunu nereden biliyorsunuz? Buradan mutlaka anlatanın bilinçli yanlış bilgi verdiği sonucu çıkmaz. Hafıza uydurur ve hafızanın uydurması –hele de aradan uzun zaman geçmişse- yanlış bilgi vermenin kaynaklarından birisidir.

Filistin ile ilgili kitabında Muhabaratçı Miro ile söyleşi yapıyor.

Oktay Duman Suriye’de politik mültecilik bulunmadığını biliyor muydu, emin değilim. Bilseydi yıllardır bu ülkede yaşayan birisine “burada nasıl kalıyorsunuz?” diye sorması gerekirdi.

O kişi de “vatandaşım” diyecekti.

“Nasıl vatandaş oldunuz?” sorusu bunu izleyecektir doğal olarak.

Cevabın doğrusunu ben söyleyeyim: ülkeye geldikten altı ay sonra…

Durumu anlamak için yeter!

Konuyu biraz biliyorsanız, önceden hazırlanmışsanız yeter tabii…

Aynı durumu Devrim Uzun Sürer kitabında da görüyoruz.

Süleyman Kırteke kitabın 234. sayfasında İlker Akman’ın devamlı yazı yazdığını söyledikten sonra, “O çalışma bildiğim kadarıyla daha sonra ‘Türkiye Devriminin Acil Sorunları’ adıyla kitaplaştırıldı” diyor. Burada doğru bilgiyi Kırteke’nin değil Duman’ın bilmesi gerekirdi.

TDAS 1975 yılı Ağustos ayında teksir olarak basıldı ve dağıtıldı. Ocak 1976’da İlker’in bunu yazması mümkün değildir. Kendi yazısı Mevcut Durum ve Devrimci Taktiğimiz’i ise Ocak 1976 başlarında bitirmiş ve Ankara’da bırakmıştı.

Kitabın basım yılına bakıyorum: 2022. Türkiye Devriminin Acil Sorunları’nı, Mevcut Durum ve Devrimci Taktiğimiz’i ve yeni yazdığım 40 Yıl Sonra TDAS’ı kitap olarak Mart 2015’te bastık. Legal basıldı ve internet sitelerinde yer aldı.

Aradan (2015-2022) yedi yıl geçmiş ama Oktay Duman’ın haberi yok!

Belirttiğim gibi konuya hakim değilseniz, sözlü tarihi karşınızdakinin söylediklerini kağıda geçirmek olarak görüyorsanız, böyle hatalar yapmanız normaldir.

Daha da kötüsü bu kitapları basan yayınevlerinin de konuyu bilmemeleridir.

O yayınevlerinin –varsa eğer- editörleri de sözlü tarihi kişinin anlattıklarını kitaplaştırmak olarak anlıyorlar.

Yıllar önce Almanya’da Alevi Birlikleri Federasyonu’nun bir genel kurulunda bir kadının Dersim ile ilgili yaptığı çalışmanın tanıtımını dinlemiştim. Birkaç dakika bile dinlemek yeterliydi: kadın sosyoloji okumuş, sözlü tarih nedir ve nasıl yapılır biliyordu.

Ben yaptım oldu, diyecekseniz, devam edin derim.

Bu kadar emeğe, masrafa yazık…

İnsan hiç olmazsa yaptığı –daha doğrumu yaptığını iddia ettiği- işi bilir.