Yeniden, demokratik ulus anlayışı ilericilik değildir! Yazdır


Doğrusu Yener Orkunoğlu’ndan daha ciddi bir cevap beklerdim. Ama cevap olsun diye bir cevap yazmış işte…

Bir arkadaş vasıtasıyla sendika.org’da çıkan yazıdan haberim oldu. Bu nedenle okur ilgili siteyi araştırıp hangi tarihte yayınlandığını bulmak zorunda kalacak ama bulabilr pekala…

Yine de yazının ilgili bölümünü aşağıya alayım:

“Fransızların ulus tanımı ve Erkiner’in eleştirisi

Bu arada yeri gelmişken Engin Erkiner’in kitabımla ilgili ‘Demokratik Ulus Talebi İlericilik Değildir’ başlıklı eleştirisi hakkında bir-iki şey söylemek isterim. Erkiner şöyle diyor: “Orkunoğlu Fransa denilince haritadaki Fransa’yı düşünüyor, sömürge imparatorluğunu görmüyor.” Bir paragraf sonra ise, “Ulusla ilgili dönemin Almanya’sına göre daha ilerici görüşler dar anlamda Fransa ya da haritadaki Fransa için geçerlidir; Fransa sömürgelerde merkez ülke için savunulan görüşlerin tersini uygulamıştır.”

Ben kitabımda Fransızların, dile, kültüre, kökene ve soya gönderme yapmayan ulus anlayışının daha ilerici olduğunu ve her tarafta uygulanmasını savunuyorum. Fakat Fransa, ülke için savundukları görüşlerin tersini kendi sömürgelerinde uyguluyorsa, bu ilerici tanımın yanlışlığını göstermez. Olsa olsa Fransızların tutarlı olmadıklarını gösterir. Zaten kitabımda da Fransızların da kendi ulus tanımlarından giderek uzaklaştıklarına, Alman ulus anlayışlarını benimsemeye başladıklarına işaret ediyorum.

Dolayısıyla Erkiner’in eleştirisi baltayı taşa vuran bu eleştiridir, boştur. Ayrıca Fransızların yanlış uygulamalarından da ben sorumlu olacak değilim ya! Öte yandan Demokratik Ulus anlayışının ilerici olmadığını ileri sürmek, ya konunun içeriğinin anlaşılmadığını ve kelimelere takılıp kalındığını gösteriyor; ya da konu anlaşılmıştır, ama sırf eleştiri olsun diye bir yazı kaleme alınıyor. Her iki durumda Erkiner’in aleyhine bir durum. Oysa ciddi bir eleştiri olmasını tercih ederdim.“

Yener Orkunoğlu kusura bakmasın ama “cevap değil komedi“ demek zorundayım. Orkunoğlu sömürgeciliğin ne olduğunu hiç anlamamış, anlasaydı Fransızların tutarsızlığından söz etmezdi.

Fransa’daki aydınlanma ve Orkunoğlu’nun „demokratik ulus“ adını verdiği ulus anlayışı bir sömürge imparatorluğunda gerçekleşir. Fransa bunu sadece sömürgelerinde değil, kendi içinde de uygulamıştır. Bunun son örneği Fransa’da bulunan çok sayıda Cezayirli ile ilgilidir. Biliyor musunuz, Fransız sömürgelerindeki insanlar aynı zamanda Fransız vatandaşıdır ama Fransa’da iki türlü vatandaşlık vardır. Sömürge insanının vatandaşlığı kısıtlı haklar içerir. Fransa’daki Cezayirliler Cezayir ulusal kurtuluş savaşını desteklemek için gösteri yaptıklarında polis ateş açmış ve yaklaşık yüz kişi ölmüştü.

Fransa’daki „demokratik ulus“ denilen anlayış laftadır, sadece sömürgelerde değil, Fransa’ya şu veya bu nedenle gelmiş sömürge insanına da uygulanmamıştır. „Demokratik ulus“un milliyete vurgu yapmaması, pratikteki ırkçı uygulamayı dışlamaz.

Bunu Fransızların tutarsızlığına bağlamak ise –kusura bakmasın ama- komiktir. Sömürgecilik budur! Sadece sömürgelerde değil, anavatanda da budur.

Sadece teoriye bakıp, o teorinin nasıl uygulandığını dikkate almamak ve yıllarca süren uygulamayı teoriden ayrı tutmak açık bir tutarsızlıktır.

Orkunoğlu’nun sözünü etmediği daha da önemli konu ise ABD’nin demokratik ulus ile ilgili olarak örnek gösterilmesidir.

„Demokratik ulus ilericilik değildir“ başlıklı yazımın ikincisinde (sitede ya da internetten bulunabilir) Orkunoğlu’nun kitabından alıntı yaparak bu örneği belirtmiştim. Bu örnek kendisinin buluşu değil, daha önce aynı anlayışı savunanlar tarafından verilmişti.

İlericilik konusunda ABD’yi örnek göstermeyi kendisine sosyalistim diyen birisi nasıl yapar, anlamak mümkün değildir.

Yazımın ikinci bölümünde „demokratik ulus“ anlayışının kendi başına ilericilik olmadığını ve başka taleplerle birlikte –burada kastedilen ağırlıkla sosyal taleplerdir- ifade edilmesi gerektiğini de belirtmiştim. Ve belirtmiştim ki, ABD’nin „demokratik ulus“ anlayışı bu ülkede gelişmiş bir ırkçılığı ortadan kaldırmıyor.

Orkunoğlu buradan hareketle „ABD tutarsız ise, ben ne yapayım“ diyebilir.

Sorun, anlamak isteyen için, tutarsızlık değildir, eşyanın tabiatıdır.

ABD’nin yapısından bir parçayı alıp buna „ilerici“ demek mümkün değildir.

Fazlasına gerek yok sanırım…