mihrac ural ve kürt halkına yeni ihanet Yazdır


„devrimin en temel ihtiyacı daha çok özgürlük ve demokrasidir….

çağımızda devrimci olmak demokrasi ve özgürlüğün alanlarını sonuna kadar genişletme mücadelemiz de yer almak demektir…’’ 

 

diye buyurmuş Mihrac Ural…

Yukarıdaki belirlemenin teorik sefaletini geçelim.

Aslında teorik sefalet bile denmez. Teorik bir paçavra…

Bunun yerine şunu soralım:

Madem böyle bir görüşün var, neden yapmıyorsun?

30 yıldır Suriye’de yaşıyorsun.

Suriye’de yaşayan Kürtlerin daha çok demokrasi ve özgürlüğe fazlasıyla ihtiyacı var.

Türkiye’deki Kürtlerden daha çok ihtiyaçları var.

Bu ülkedeki Kürtlerin yaklaşık yüzde 20’si nüfusa kayıtlı bile değil. Başka bir deyişle ülke vatandaşı olarak sayılmıyorlar, kimlikleri yok. Bu ülkede yabancı bile değiller.

Türkiye Cumhiyeti tarihinde Kürtlere yönelik en ağır baskı dönemlerinde bile böyle bir yönteme başvurulmadı. Ülkede yaşayan Kürtlerin elinden vatandaşlıkları alınmadı.

Suriye’de ise alındı…

Kimisi –Mihrac Ural gibi- Cemil Esat gibi dayısı sayesinde 6 ayda ülke vatandaşı olur, binlerce Kürt ise bu ülkede doğup büyümelerine rağmen, sakıncalı görüldükleri için vatandaşlıkları ellerinden alınır.

Bir ülkede yaşayan insan vatandaşlıktan çıkarılır mı?

Suriye yapar…

Sadece bir kişiye değil, binlerce kişiye yapar.

Mihrac Ural, Lazkiyeli soytarı, madem daha fazla demokrasi ve özgürlük olmasını savunuyorsun, devrimci olmayı da en başta buna bağlıyorsun, bunu en başta 30 yıldır yaşadığın ülkede, Suriye’de savunsana…

Hariçten gazel okumak kolay…

Türkiye’de Kürtler ve Araplar için anadil eğitimini savunuyorsun.

Güzel de, aynısını neden Suriye’deki Kürtler için de savunmuyorsun?

Suriye’de son olarak Kürtçe’nin açık kullanımına yönelik yeni yasaklar getirildi.

Protesto etsene!

„Hangi devirde yaşıyoruz, insanlar anadillerini özgürce kullanmalıdır. Anadilini okulda öğrenmek herkesin hakkıdır“ desene…

Diyemezsin… Muhabarat kafanı koparıverir…

Mihrac Ural devlete karşı mücadele edermiş!

Yanlış anlamayın, 30 yıldır yaşadığı Suriye’deki despot devlete karşı değil…

Sınır ötesindeki devlete, mesela Türkiye Cumhuriyeti’ne ya da başka bir devlete karşı mücadele eder…

Onun demokratlığı falan sınır ötesidir. Sınır içinde hiç bir halt edemez.

Başkasına, Türk şovenisti, der.

Kendisi Arap şovenistinin Allahıdır!

Orasını karıştırmayın!

Mihrac Ural sadece sınır ötesine konuşur, asar keser biçer…

İçerde ise süt dökmüş kedidir…

„Çağımızda devrimci olmak“ diye buyurduğunda, siz bunu, „Suriye dışında devrimci olmak“ diye okuyun.

Mihrac Ural her yerde devrimcidir!

Sadece Suriye’de değildir…

Mihrac Ural sadece Acilciler’e değil, Kürt halkına ve Suriye’deki öteki yoksullara da ihanet etmiştir.

Tek derdi örgütten çaldığı yüksek miktarda parayı korumaktır.

Sosyalizmle, devrimcilikle, demokratlıkla herhangi bir ilişkisi yoktur.

Tek derdi, çaldığı parayı korumaktır.

Bu kadar soytarılık bu nedenledir…