Şeriatçı Hamas'ı desteklemek... Yazdır
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Cuma, 14 Mayıs 2021 06:22


AKP’den CHP’ye ve diğer partilere, oradan sosyalist devrimci harekete kadar herkes şeriatçı Hamas’ı destekliyor. Türk ırkçılığının gözde belirlemesi olan “tasada, kıvançta ortak olmak” için daha iyi örnek az bulunur.

İslamcılar bunu Müslümanlık temelinde yapıyor.

Devrimciler de aynısını 40-50 yıl önce Filistin’de savaşarak “şehit olmuş” devrimcilerin anısına hayata geçiriyor.

Deniz Gezmiş Filistin’de askeri eğitim görmeye gideli –savaşmaya değil, askeri eğitim görmeye- 50 yıldan fazla oldu.

1982’de İsrail’in Lübnan saldırısı ve sonrasında orada ölen devrimcilerin ardından 39 yıl geçti.

Çok sayıda devrimci o günkü Filistin ile bugünkünün birbirinden çok faklı olduğunu anlamış değildir.

Kelime aynı ya, içerik de aynı sanıyorlar.

O yıllarda Filistin Kurtuluş Örgütü harekete hakim durumdaydı. Devrimci denilemezdi ama en azından laik ve SSCB ile dost bir örgüttü. Bünyesinde El Fetih’in yanı sıra Filistin Halk Kurtuluş Cephesi ve daha soldaki başka örgütleri de barındırıyordu.

O yıllarda da Filistin halkının büyük düşmanı Arap ülkeleriydi.

1970 yılında Ürdün “kanlı Eylül” olarak bilinen saldırıyla büyük Filistinli katliamı yapmış, bunu Suriye’nin yaptığı izlemişti.

Soruluyor, “Arap ülkeleri nerede?” diye…

O zaman neredelerse şimdi de oradalar…

Ölü sayılarını karşılaştıracak değilim ama Lübnan ve Suriye’nin öldürdüğü Filistinli sayısı, İsrail tarafından öldürülenlerden çok az değildir.

Filistin değişti, Filistin 40-50 yıl öncesinin Filistin’i değildir.

FKÖ parçalandı ve etkisiz örgüt durumuna geldi.

Filistin hareketini bölmek için Arap ülkeleri kendi örgütlerini kurdular. Mesela Suriye’de Hafız Esat yönetimi El Saika’yı kurdu.

Filistin sadece İsrail tarafından değil, Arap ülkeleri tarafından da sürekli vuruldu ve bölündü.

İsrail, FKÖ’yü bölmek için Gazze Şeridi’nde Hamas’ın güçlenmesini destekledi.

Filistin hareketi giderek şeriatçıların etkinliğine girecekti.

Ve devrimciler, AKP ve diğer partilerle birlikte, bu şeriatçıları destekliyorlar.

Böyle yapmazsanız halka ters mi düşeceksiniz?

Bu kadar dolambaçlı yola ne gerek var; sosyalist devrimci olmayı bırakın, daha fazla uyum sağlarsınız!

Ne Deniz Gezmiş ve arkadaşları ve ne de on yıl kadar sonra Filistin’de savaşıp hayatını kaybeden devrimciler şeriatçıları desteklemediler. O zaman da bunlar yok gibiydi. Aynı insanlar bugün yaşıyor olsalardı, eminim kıllarını bile kıpırdatmazlardı.

Filistin, kelime olarak aynı ama içerik çok değişti.

Burada iki önemli noktayı daha belirtmek gerekir.

Birincisi; İsrail’in sivilleri de vurduğu doğrudur. Bunun nasıl olduğunu hiç düşündünüz mü?

Hamas insanların oturduğu binalardan İsrail’e roket atıyor, İsrail de bu binaları bombalıyor.

Normal değil midir?

Hamas’ın burada yaptığı kadın ve çocukları “canlı kalkan” olarak kullanmak değil midir?

Açık bir insanlık dışı davranış var ama bu tek taraflı değildir.

İkincisi; deniliyor ki, Hamas bir ulusal kurtuluş örgütüdür ve Filistin’in bağımsızlığı için savaşıyor.

Doğrudur. Hamas, İsrail’in işgal ettiği toprakların kurtuluşu için savaşıyor.

Siz her ulusal kurtuluş hareketinin desteklenmesi gerektiğini mi düşünüyorsunuz?

Bu görüşte iseniz, Taliban’ı neden desteklemiyorsunuz?

Taliban da Afganistan’dan başta ABD olmak üzere yabancı orduların çekilmesi için savaşıyor. Bu konuda büyük başarı kazandığı da söylenebilir.

20 yıllık işgal ve savaştan sonra ABD ülkeden çekilmeye karar verdi. Başka ülkeler de işgal gücü olarak bulunuyor ama belirleyici olan ABD’dir.

Taliban ülkenin büyük bölümünde etkindir. ABD destekli Afganistan hükümetinin yönetiminin birkaç kent dışında etkinliği yok gibidir.

Taliban’ın emperyalizme karşı kazandığı bu başarıyı neden kutlamıyorsunuz?

Hamas ile Taliban arasında büyük fark yoktur.

İkisi de Sünnidir ve şeriatçıdır.

Birisine destek olup da diğerinin sözünü etmemek garip değil midir?

Büyük bölümü kendisini ateist olarak tanımlayan bu ülkenin devrimci hareketinde İslam kültürünün önemli etkisi bulunuyor.

Bu, normaldir, sonuçta herkes gibi devrimciler de bu kültür içinde büyüdüler ve onun değişik özelliklerini aldılar.

Devrimci harekette 1974-1980 döneminde ön planda olan, sonraki yıllarda aynı oranda olmasa da süren sol içi şiddette islamcı şiddet kültürünün de etkisi vardır.

İslam barış dini miymiş?

Boş verin bu belirlemeleri… Bu konuda en iyi belirlemeyi, “İslam kan ve kılıç dinidir” diyerek Humeyni yapmıştı.

Diyanet İşleri Başkanı’nın kılıçla ortalıkta dolaşması İslam’a uygundur.

Ve yine Humeyni’nin belirlemesiyle;

“İslam politikadır. Bunu anlamayan hiçbir şey anlamamıştır.”

Bütün dinlerin politikayla yakın ilişkisi vardır ama İslam için bu özellikle böyledir.

Yıllarca bunu anlamamak için direnen sosyalistler sadece Türkiye’de değil Mısır’da, Lübnan’da, Irak’ta, Filistin’de, Endonezya’da ve İran’da islama karşı mücadelelerinde başarılı olamadılar.

Şimdi de ulusal kurtuluş adına şeriatçıları destekliyorlar…