Şuanda 49 konuk çevrimiçi
BugünBugün45
DünDün2801
Bu haftaBu hafta6566
Bu ayBu ay27568
ToplamToplam10189622
Silahlanma ve savaşlar dönemine girerken... PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Pazar, 27 Şubat 2022 17:11


Almanya Başbakanı Scholz bugün yaptığı açıklamada ülkesinin yoğun silahlanmaya yöneleceğini ve bunun için 100 Milyar Avro ayrıldığını açıkladı. Ek olarak GSMH’nın en az yüzde 2’si de silahlanmaya ayrılacaktır. (Bugüne kadar SPD ve yeşiller bunu kabul etmiyordu.)

Böylece “Make America great again” başlıklı videoda iki gün önce belirttiğim gelişme tahminimden hızlı gerçekleşti.

Maddelersek:

Birincisi; Trump Almanya’nın silahlanmasını ve NATO’ya daha büyük katkı yapmasını sürekli istemiş ama kabul edilmemişti. Biden döneminde istenilenden fazlası gerçekleşiyor.

İkincisi; silahlanma konusunda Almanya kilit önemdedir çünkü bu kadar yüksek miktarı ancak ekonomisi uygun olan ülke silahlanmaya ayırabilir.

Üçüncüsü; ABD için tehlikeli olan Almanya-Rusya yakınlaşması da böylece gündemden çıkmaktadır.

Dördüncüsü; ABD bütün NATO ülkelerinin toplamı kadar askeri harcama yapmaktadır (bu alanda yapılan araştırmalar dahil). Dolayısıyla yoğun silahlanmaya yönelmek, ABD’nin de tartışmasız üstünlüğünü tanımak demektir. Başka ülkeler ekonomik olarak ne kadar gelişirlerse gelişsinler askeri olarak ABD’nin düzeyine yaklaşmaları bile zordur.

Lenin’in Emperyalizm kitabında yazdıklarını bugün de tekrarlarsanız olup biteni anlayamazsınız. En azından ekonomik güç ile askeri güç arasında bağlantının 100 yıl öncesine göre çok değiştiğini göremezsiniz. Mesela Rusya ekonomik olarak ABD’den zayıftır ama askeri olarak böyle değildir.

Silahlanma demek, yeni savaşlar demektir. Bu savaşlar konvansiyonel olacaktır.

Almanya’da SPD-Yeşiller-FDP koalisyon hükümetinde özellikle Yeşiller barış partisi olarak gelişmişlerdi ama o yıllar çok geride kaldı. Nostaljisi yapılabilir ama geçmişte kalmıştır.

Yeni savaşlar dönemi yıllardan beri gerileyen barış hareketini geliştirebilir mi, bekleyip görmek gerekir.

Türkiye’de neden kayda değer bir barış hareketi yoktur sorusunu ise kimse sormamaktadır.

Arada bir barıştan söz etmek, barış istiyoruz demek, barış hareketi değildir.

Barış hareketinin amacı savaşı önlemekten çok –bu amacı da vardır ama genellikle başarılı olamaz- toplumda militarizmin yükselmesine karşı mücadele etmektir.

Yakın yıllara kadar önemli bir hareket olan Almanya barış hareketinin 1945 sonrasındaki tarihsel işlevi için 1968’den Ne Kaldı? kitabına bakabilirsiniz.

2000-2005 yılları arasında PDS’in (Demokratik Sosyalizm Partisi) Frankfurt il yönetiminde barış politikası sözcüsüydüm. Bu ülkenin barış hareketi konusunda bilgim vardır diyebilirim.

İleride bu konu üzerinde ayrıntılı yazacağım.