Şuanda 25 konuk çevrimiçi
BugünBugün2584
DünDün1137
Bu haftaBu hafta6304
Bu ayBu ay27306
ToplamToplam10189360
Ortadoğu devrimci çemberi kaldı mı? PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Cumartesi, 14 Ağustos 2021 08:24


Ortadoğu Devrimci Çemberi belirlemesi 1960’lı yılların ürünüdür ve sonraki on yılda da sürmüştür. Bu belirlemenin temelinde Türkiye’nin de dahil olduğu Ortadoğu ülkelerinde birleşik bir devrimin gerçekleşmesinin mümkün görülmesi bulunur. O yıllarda böyle bir devrimin merkezinde Filistin halkının İsrail’e karşı mücadelesi yer alıyordu. İsrail, ABD’nin Ortadoğu jandarmasıydı, Mısır dahil olmak üzere değişik Arap ülkelerinde de ABD karşıtı yönetimler bulunuyordu. Türkiye’de yükselen devrimci dalga vardı.

Türkiye’den Filistin’e gidenlerin önde gelen amacı askeri eğitim görmek olmakla birlikte, geri planda Filistin halkının mücadelesine katkı yapmak da vardı. Bu durum sonraki yıllarda da değişmeyecekti. Asıl amaç askeri eğitim görmekti, bu eğitim sırasında İsrail saldırısı olursa savaşılırdı ama asıl amaç bu değildi.

Almanya’dan Kızıl Ordu Fraksiyonu ile Japonya’dan Kızıl Ordu örgütü de Filistin’de askeri eğitim görecekti.

Sonraki yıllarda Ortadoğu devrimci çemberi belirlemesi duyulmaz oldu. Mısır, İsrail ile anlaştı, ardından İsrail’in de çabasıyla Filistin Kurtuluş Örgütü bölündü, şeriatçı Hamas ağır basmaya başladı.

Filistin örgütlerinin İsrail karşısında askeri zafer kazanma şansı bulunmuyor. Dahası, İsrail topraklarını yeni alanları işgal ederek sürekli genişletiyor.

“İki devletli çözüm” sözden ibarettir. Çok sayıda devlet böyle bir çözümü destekliyor, Birleşmiş Milletler karar alıyor ama İsrail umursamıyor.

Ortadoğu’da bugünün şartlarında herhangi bir alandaki statükoyu bozan bir gelişmenin yayılma şansı bulunmuyor.

Arap Baharı’nda bunun örneği görüldü.

Rojava örneğinin ise başlangıçtaki beklentinin aksine örnek olması, giderek yayılması gerçekleşmedi.

Bölgede bir Kürt devleti kurulması şansı da bugünün şartlarında bulunmuyor.

Birkaç yıl önce Barzani bağımsızlık referandumu düzenlemiş ve sonuç büyük oranda bağımsızlık yönünde çıkmıştı. Türkiye referanduma tepki göstermişti ama daha büyük tepki İran’dan gelmişti. Sonuçta karar hayata geçirilemedi.

Sosyal medyada çok miktarda konuşulan “her halkın devlet kurma hakkı vardır” gibi belirlemelerin güçler dengesi karşısında anlamsız kaldığı yeniden görüldü.

Bölgenin iki güçlü devleti, İran ve Türkiye’nin karşı olduğu bir oluşumun hayata geçmesi, bu ülkelerden en az birisinde önemli değişiklikler yaşanmadan mümkün değildir.

Bölgede bağımsız Kürt devletini savunan tek güç İsrail’dir, Arap devletlerinin tamamı karşıdır.

Irak’ta çok sayıda Kürdün öldürüldüğü Enfal katliamından sonra Saddam Hüseyin’i Bağdat’ta tebrik eden Filistin Kurtuluş Örgütü Temsilcisi Yaser Arafat olmuştu.

Kürt devleti, “Arapların bağrına sokulmuş hançer” olarak görülüyordu.

Gerçek dışı bir belirleme olduğu şuradan bellidir; sanki Araplar birliktedir de Kürt devleti bu birliği bölecektir!

Her durumda istenmiyor!

Kürtlerin –birleşecek olsalar bile- böyle bir devleti oluşturmaları kendi güçleriyle mümkün görünmüyor. Birleşik bir Kürt gücü bile ne Türkiye ne de İran’ın askeri gücüne karşı koyamaz.

Bu durumda Kürt devletinin gerçekleşmesinin mümkün gibi görünen bir proje olarak yaşayabilmesi ancak ABD veya Rusya Federasyonu gibi bir gücün bu projeyi –şüphesiz kendi çıkarları gereği- desteklemesine bağlıdır.

İsmet İnönü’nün bu konuda bir belirlemesi vardır:

“Büyük bir devletle iş yapmak aslanla yatağa girmek gibidir.”

Mecbur kalırsanız yaparsanız ama işbirliğiniz uzadığı oranda o devletten kurtulmanız da zorlaşır. Dahası, siz o devleti bölemezsiniz ama o devlet sizi pekala bölebilir. Kürtlerin çıkarlarına savunmak adına ABD yanlıları ortaya çıkar.

İran, İsrail için önemli tehdit oluşturduğu sürece ABD Ortadoğu’dan gitmeyecektir.

İran, ek olarak, ABD’nin yakın müttefiki Suudi Arabistan için de tehdittir.

ABD yerini bulmuş, Suriye’ye yerleşmiştir. Suriye, ABD ile Rusya Federasyonu ve Türkiye arasında bölünmüş durumdadır. Geniş ve ekonomik olarak önemli bir alanda da ABD desteğindeki YPG bulunmaktadır.

 

Ortadoğu Devrimci Çemberi de çoktan beri geçmişte kalmış bir belirlemedir.